Uzun bir günden sonra eve geldiğinizde ilk yaptığınız şey nedir? Ayakkabılarınızı çıkartıyorsunuz değil mi?
Kimse o yastıklı ayakkabılar ne kadar pahalı olursa olsun, hiçbir şeyin çıplak ayakları kadar iyi hissetmediğini inkar edemez. Sonuçta, biz insanların çıplak ayakla tırmanıcı ve avcı olarak bir geçmişi var.
Zamanla, bilim adamları, çıplak ayakla yürürken elde ettiğimiz duygu hakkında mükemmel bir şekilde konuşan ideal bir konsept geliştirdiler. Yeryüzü, kelimenin tam anlamıyla, toprağa bağlı kalmak demektir.
Topraklama olarak da bilinir. Çorap, ayakkabı veya terlik giymeden ayaklarınızı yere doğrudan yerleştirmenizi gerektirir. Ayakların ve zeminin arasında kesinlikle bir engel olmamalı.
Topraklama, toksik enerjilerin vücuttan atılmasına yardımcı olur. Dünya negatif yükü ağır bir miktarda taşır.
Yeryüzünün yüzeyinden yayılan yükün elektron bakımından zengin olduğu, dolayısıyla iyi bir antioksidan ve serbest radikal tahrip edici elektron kaynağı olduğu söylenir.
Negatif bir elektrik yükü tuttuğu bilinen Dünya ile bağlantı kurmak, vücudun hücreleri içinde denge oluşturmak için gerekli negatif iyonları sağlayabilir.
Daha az bilinen gerçek ise, yürüyor olmanın yürekleri üzerinde de olumlu bir etkiye sahip olmasıdır.
Alternatif ve Tamamlayıcı Tıp Dergisi’nde yayınlanan bir çalışmada, çıplak ayakla yürümenin kan viskozitesini azalttığı belirtilmiştir.
Kan viskozitesi, bir bireyin kanının kalınlığının ve yapışkanlığının bir ölçümüdür.
Kanın kan damarlarından akma yeteneğinin doğrudan bir ölçüsüdür. Yüksek kan viskozitesi, kardiyovasküler olayların güçlü bağımsız bir öngördürücüsüdür.
Çıplak ayakla yürümek, deneklerin her birinde istenmeyen kan hücresi kümelenmesi örneğini önemli ölçüde düşürür ve daha sağlıklı dolaşım sağlar.
