Şuan algılarınızı açmış etrafınızı dinliyorsanız şayet, içgüdülerinizin size devamlı gönderdiği işaret ve ip uçları sayesinde doğru yönde ilerleyebilirsiniz demektir.
“Doğru yön” denilen o yön, aslında ruhunuzla uyumlu ve aynı eksendedir. İyi veya kötü sorgulamasından ziyade, ruhunuzun gitmesi gereken yön hangisiyle ona yönelecektir.
Akıl sesinizi bir an olsun dindirip , iç sesinize kulak verirseniz hayatta her daim yolunuz aydınlık olacaktır ve doğru taşlara basarak ilerlersiniz. İçinizdeki bu kuytu sesi dinlemeyi öğrenmek zaman ve emek alır, bilesiniz. Aklınızdaki durmak bilmeyen sorguyu dindirmeyi ne kadar öğrenirseniz, hayatta o kadar iç sesinize güvenmeyi ve yön bulmayı öğrenirsiniz. Bu sayede, hayatınız kolaylaşır.
Esasen, hissiyattan öte güçlü araç yoktur. Her birimizde olan bu özelliği kullanırken rahat olmayı öğrenmemiz gerekiyor yalnızca…
Sezgilerinizi güçlendirmek adına uygulayabileceğiniz alıştırmalar olsa da, bazen en zoru iç sesinizin mi yoksa egonuzun mu sesini duyduğunuzun ayrımına varmaktır. Birçoğumuz, sürekli olarak fikir üretip çalışan güçlü ve kudretli akıllara sahibiz. Bu anlamda da, iç sesimizin ayrımını yapma konusunda başarılı olabiliriz.
Bu aşamada size yardımcı olabilmesi için: hayatınızın gidişatını fark etmenizi sağlayacak 4 işaret,
Başlamadan önce bir not: Bu uyarıları yaşıyorsanız, almanız gereken mesaj “Dur ve Dinle”dir. Bu anlamda, dikkat etmeniz gereken durumları iyi tespit etmenizde fayda vardır.
KARARSIZLIK
Hayatta bir yön ararken sağ mı sol mu diye karar vermek, yemek yiyecekken makarna mı pizza mı seçememek, bir şeyleri hayatınızda tutmak mı yoksa bırakmak mı bilememek ve tüm bunlara karar vermek zor olabilir. Büyük ya da küçük bir karar alırken, sezgileriniz size yardımcı olabilir.
Kararsızlığınız yüzünden sürekli yerinizde sayıyorsanız ve karar almakta zorluk yaşıyorsanız, sizinle iletişime geçmeye çalışan iç sesinize güvenmeniz gerekiyor.
Kendi kendinize şu sözleri tekrarlamanız işinizi kolaylaştırabilir: “Bir kararsızlık yaşadığım vakit, sezgilerime kulak veririm çünkü alacağım doğru kararı iç sesim biliyor.”
Karar vermeye direnen bir yapıdaysanız, bu aynı zamanda atmak üzere olduğunuz adımla ilgili gerçekleri tam olarak bilmediğiniz veya seçimlerinizle ilgili eksik bir şeyler olduğunu gösteren bir mesaj da olabilir.
Tamamen kararsızsanız, durmak ve bir müddet beklemek en iyisidir. Çok mühim bir kararsa bu almanız gereken, evrenden ve yaratıcıdan size aydınlık bir yol göstermesini dileyebilirsiniz ve bu doğrultuda meditasyon yapıp ibadet edebilirsiniz.
Beklemeye sabrınız yoksa veya acil bir karar almanız gerekiyorsa, hangi seçenek daha iyi ve güvende hissettiriyorsa onu seçin. Dikkat edin, kulağa hangisi hoş geliyorsa değil, hangisi sizi iyi hissettiriyorsa onu seçmelisiniz; bu ayrımı yapmalısınız.
Sezgilerimizin işleyişi, her daim mantık kurallarıyla paralel değildir. Bu yüzden, hissiyatınıza güvenmeyi öğrenmek durumundasınız.
ONAYLANMA BEKLENTİSİ
Birine bir konudaki fikrini sormak veya tavsiyesini almak güzel bir davranış olsa da, tanıdığınız herkesin fikrini alma telaşına giriyorsanız, sizler için kırmızı alarm çalıyor demektir.
Birinin fikrini alırken daha çok doğrulanma ve onay alma beklentisindeyseniz, zaten iç sesinizin ve hissiyatınızın, ruhunuzun derinliklerinde bildiği doğruyu görmezden geliyorsunuzdur aslında.
Sezgileriniz, size duymakta zorladığınız bir mesaj gönderiyorsa, başkalarından fikir ve tavsiye arayışına girmek, kendi doğru bildiğinizi yeniden bir onaydan geçirmek adına sizlere cazip geliyor olabilir.
Bunun haricinde, etrafınızdaki herkesin fikrini ve onayını almayı huy edindiyseniz, artık bunu yapmayın ve cevapları kendi içinizde arayın. Kendi iç sesinizle iletişime geçin ve gerçekleri duymaktan korkmayın.
Unutmayın ki, bu sizin hayatınız ve en iyisini ancak siz bilebilirsiniz.
BİTKİNLİK VE TÜKENMİŞLİK HİSSİ
Bitkinlik ve tükenmişlik hissine kapıldıysanız, sezgilerinizden bir mesajınız var demektir. Bu genelde çevrenizde yanlış insanlar olduğu zamanlarda ortaya çıkan bir özelliktir. Aynı şekilde, bir odaya girerken veya bir caddede yürürken de bu hisse kapılıyor olabilirsiniz.
Kendinizi aniden yorgun ve bitkin düşmüş hissediyorsanız, bu kesinlikle sizlere bir yol göstermesi için sezgilerinize başvurmanız ve kendinizi kontrol etmeniz gerektiğini gösteren bir mesajdır.
En zor durum da aslında bu anlarda sezgilerinizi duyup, her birini anlamlandırabilmektir. Meleklere ve duaya inanıp kendinizi manevi boyuta taşıyın. Etrafınızda sizi kötü enerjilerden ve kem gözlerden koruyan beyaz bir ışık imgeleyebilirsiniz örneğin.
Enerji olarak sizi kötü etkileyen mekanlardan veya kişilerden uzaklaştığınızda, enerji düzeyiniz hızla artar ve pozitif bir geçiş yaşarsınız.
BIRAKMA İSTEĞİ
Sezgilerden gelen en yaygın uyarı mesajı “ bırakma” hissidir. Bir şeylere son verme veya sorumluluklardan kurtulma hissine kapılıyorsanız veya bazı durumların doğru gitmediğini hissediyorsanız, bu kesinlikle sezgilerinizden gelen yolunuzu aydınlatacak uyarı niteliğinde bir mesajdır.
Böyle hislere kapıldığınızda, derin bir nefes alın ve atmanız gereken adımları belirlemek adına sezgilerinize başvurun.
Bazı zamanlarda stres ve kaygı bozuklukları, durumların olduğundan daha kötü bir hal almasına sebep olabilir. Ancak, eğer bu “bırakma” isteğinize diğer maddelerde yer alan durumlar da eşlik ediyorsa, içinde bulunduğunuz duruma mutlaka dikkat ve önem vermeniz gerekir.
Birkaç derin nefes alıp veya maneviyata yönelip, zihninizi aydınlatabilirsiniz. İçinizde bir yerlerde cevap gizli! Neler olup bittiğini aslında bilebilirsiniz, unutmayın.
Sezgilerinizin gücünü görmezden gelmeyin! Sezgilerinizi dinlerseniz, sizden güçlüsü yok şu hayatta…